new york

Buzlu pencereye işlenmiş sarmaşık motifleri arasında uçan atmacanın şeffaf yansıması arasından içeriye doluşan güneşin altın huzmesi ışıltıları barın taş duvarlarına sıcak bir görünüm katarak, eski ahşap evlerin görünümünü yansıtmasında katkı sağlıyor, öte yandan camlarda ki motifler ormanın sıcaklığını gözler önüne sererek doğayı beton binalar arasında yaşatıyordu. Måneskinn; yerel adıyla ay ışığı genelde avcılara ev sahipliği yapmasının yanı sıra pek çok cadı ve büyücüye de kapılarını aralamıştır. Aralanan barın bakır rengi işlemeli demir kapısı kiraz ağacından yapılma sade bir tezgâhın üzerinde buluşmuş içkinin sarhoş edici aromasıyla hoş geldin derken, tezgâhın hemen üst kısmında zincirler aracılığıyla asılı duran ahşap tabelaya kazınarak yazılmış tek cümle belki de ortamın en ilgi çekici özelliği olmakla birlikte aslında yegâne yasasıdır; 'Av getirmek yasaktır.' Mekânın görünümü bin sekiz yüz altmışlara zaman yolculuğu yaptırırken aynı şekilde klasik bir western bar izlenimini yansıtıp eski Amerikan tarihini yaşatmaya devam ettirmektedir. Buna rağmen pazar günleri düzenlenen geleneksel pizza günüyle birlikte ortam modern çağın eğlencesine ayak uydurarak bir günlüğüne değişmektedir. Ahşap sandalye ve masaların yerine rengârenk pufların aldığı bugün de çeşitli konsol oyunları eğlencenin kapılarını aralarken çalan yüksek sesli müzik mekânı bambaşka bir yer haline getirmektedir. Toplam iki kattan oluşan barın zemin katıysa yalnız Harley'nin av seyahatleri için bilgi depolama alanı olarak kullandığı kısımdır.