alternatif ilanlar

x Nina Jedynak
Nina, yaraya uygulanan alkol etkisinden öte değildir ama daha azı da değildir. O, son derece ölümcül şeylere hem göğüs gerebilen hem de onların bir kaynağı olabilecek biridir bile diyebiliriz. Kaldı ki Nina, şimdiye kadar fahişeleri, tacizleri, pokeri, sarhoşluğu ya da kafasının iyi olmasını sağlayabilecek hemen her görmüş olduğundan kendi hayatından tiksinir. Eğer elinde olsaydı, cildini kopartıp bir başkası için bir kenara atabileceğini bile söylerdik, hem de en ufak bir pişmanlık kırıntısı hissetmeden. Bu, kendi hayatından ya da olduğu şekilden hazzetmemesinden ziyade sadece ancak sadece merakından olacağından daha da büyük bir sorun teşkil edeceğini düşünebilirsiniz. Bunun yanısıra fazlasıyla asude olması, olduğundan da tehlikeli ya da soğuk durmasını sağlasa da onun bundan bir şikayeti olduğunu söyleyemeyiz. İçinde henüz keşfedilmemiş bu tip şeyler, belki de asla dokunulmayacak olanlar belki de tam tersi hayatında büyük rol oynayacaklardır. Henüz kimse bir şey söyleyemez. Nina, fazlasıyla zekî, yaşına göre olgun ve mantıklı düşüncelere sahiptir de denebilir bunun yanısıra. Belki de Slytherin olmaktan onu alıkoyan tek şey buydu. Gerektiğinde ciddî olabildiği kadar aynı zaman resmiyeti en küçük fırsatta bir kenara bırakır; malum genç cadı, ciddiliği kendini beğenmişlikle kıyaslar. Yine de dengesiz v çabucak ruh hali değiştirebileceğini de söylemeden geçmemeliyiz çünkü bu, hayatında olabildiğince rol oynar. Genellikle vebalin kendisinde olduğunu kabul etmek istemez ve daima kusuru başkasına atar. Örneğin yoldan geçen rastgele bir çocuğu sadece günü kötü geçtiğinden suçlayabilir çünkü bundan tuhaf da bir zevk alır. Bununla ironik bir uyum içerisinde olarak bazı insanların gereksiz tanımladığı gururu kendisine benimsemiş bile denebilir o. Hatta sahip olduğu onuru ve asaleti en uygun biçimde harmanlayarak hayatına adapte etmekten sakınca görmez; geçmişi ne olursa olsun veya o ne yalanlarla dolu olsun yine de olduğundan farklı görünmeyi bir hata olarak görmez. Nina'nın kendisine özgü sert bir tavırı ve mizahı vardır ve belki de en çok övündüğü şeylerdir bunlar. Üzerine çizilen portre, hiçbir manada zayıf olmamasına rağmen yine de kızın istemsiz bir zayıflık ortaya koyduğu da gerçektir. Sadece en değer verdiklerinin görebileceği bu özelliği ise gizli kalmayı sürdürmektedir ki böyle kalması konusunda da özel bir inatçılık gösterir. Gerçi hayatının hemen her evresinde inatçıdır o, hayatta kalma konusunda gösterdiği çabadan da anlaşılabilir zaten. Nina, yaşamak için birilerini ezmesi gerektiğini beynine kazıyan zihniyetten nefret eder ancak kontrol edemediği ve çoğu zaman fark etmediği bir şekilde tam da bu söze uygun hareket eder. Sonrasında alacağı tepkileri umursamaksızın laflarını esirgemeyebilir ya da başına buyruk hareket edebilir çünkü o ancak henüz özgür olduğunu hissetmektedir ve bundan başka bir şeyi de umursamak istemez. Dünyası karanlık olan birine göre fazlasıyla pozitif bir bakış açısı vardır. Başarılı olma hırsı ve çabası her zaman için göze çarpar. Bu nedenle hep önde ve dikkat çekici olmayı ister. Yine de çabuk ilgilenir ve kolay bıkar. Düşündüklerini hemen uygulamak ister; yoksa bunun hükmünün hemen geçeceğini hisseder. Çoğu kez dinler gibi görünüp dinlememesi ise muhtemelen umursamayacağından zaten arkasını dönüp kendi fikrinizi uygulayabilecek kadar dik kafalıdır.

x Freida Weiss
Freida, erkeksidir. Yolda görseniz erkek sanacağınız kadar fazlasıyla hem de. Yürüyüşü olsun, konuşması olsun, giyinişi olsun veya sadece verdiği tepkiler olsun normal bir kızınkinden o kadar farklıdır ki, onu kız yapan şeyin sadece adı olduğunu bile söyleyebiliriz. Tabii adını bilen kişi sayısının bir elin parmaklarını geçmeyeceğini unutursak. Mesela "yapamazsın-yapabilirim" oyununun lideridir o. Meydan okudunduğunda atlayan en büyük sazan sayılabilir, bir o kadar da kendine güveni tam ve bunu ispatlama ihtiyacı duyar. Saçları bir erkeğinki kadar kısa ve gözleri ise işte bu hırçınlığı benimsemiş diyebiliriz. Neden böyle olduğu ise sorgulanmayacak bir şey, çünkü sorduğunuz anda bile Freida sizden nefret edebilir. Bu kadar da egoist olmasından değil de hani, verecek cevabı yok. Allah da onu öyle yaratmış işte- Neyse. Aslında genel olarak ise yaşıtlarına göre aşırı karmaşık bir yapıdadır çünkü basit bir şeyi benimsemektense onu kendisi sorgulamayı yeğler. Örneğin siz bir televizyon programını izleyip geçebilirsiniz ancak o, bunun aksine dibine kadar araştırır ki bu da en büyük hobisidir. Yine de bir insanı sorularla baymak genellikle yapacağı iş değildir. Zaten durgun yapısıyla birleşince bu da çok önem arz etmez. Belki de bu yüzden her zaman iyi ve kötü kavramları hakkında tartışılırken veya sadece genel olarak iki şey kıyaslanırken uzaktan izlemek kendisine daha cazip gelir; o bir dinleyicidir kendisini ortaya atan bir varlık değil. Bu hareketi her ne kadar yeteri kadar cesareti olmadığından olsa da sadece o tip şeyleri kendi zihninde çocuksu ve zaman kaybı olarak gördüğündendir. Aynı zamanda o, arkadaşcanlısıdır fakat konuşmaktan veya kalabalıklardan pek hoşlanmaz. Sanki başkalarının düşüncelerini okuyabiliyormuş ve kalabalık da kafasını karıştırıyormuşçasına uzaklaşır öyle ortamalardan ki adını duymamanız da bu yüzden sayılabilir. Sadece arada sırada başkalarını tatmin etmek amacı ile varlığını bulundurma zahmetine katlanıp beklenmedik bir biçimde kolayca da uyum sağlayabilir, yine de hoşlandığını söylemiyoruz. Zaten nereye gittiğine göre de değişir bu durum; örneğin altına kot pantolonunu geçirip partiye gitme rahatlığını kendisinde görürken elbise giydirip baloya götüremezsiniz. Hayatta olmaz. Ama nedir işte, eğlencelidir Freida. Oturup içki içip saatlerce kahkahadan sizi öldürmeyi kendisine vazife bilmiş olduğuna kadar. Göze batmadığını söylediğimden işte elinde olan üç-beş arkadaşıyla vaktini geçirir bu yüzden. Kaldı ki yine bu kişilerin en az kendisi kadar erkek olması da bir şart çünkü oturup tırnak boyamaz ya da boyayamaz o. Tüm bunların yanısıra biraz da çirkeftir. Mesela burnu havada olan birini gördüğünde laf atmayı kendisine borç bilir veya o mükemmelliyetçilik peşinde koşan kızların saçlarını bozmaktan da acayip zevk alır. Sonuçlarını düşünerek yaptığı bu hareketler bile, bir çeşit rekabet ortamı yaratmaktan daha öte değildir zaten. Buna çelişen bir yapıda, yani genellikle kararlı ve planlı olmasına rağmen kendisine uymayan şeyler zaten sıkıcılıktan öte olduğundan koyduğu hedeftir. Zaten Freida da kafasında olan bir hedefi elde edene kadar ne olursa yapacağından hayatı sonu gelmez bir kovalamaca gibi yaşıyor bile diyebilirsiniz.

x Irja Järvinen
Söylenecek o kadar çok şey var ki Irja hakkında aslında, anlatabileceklerimizin sadece kelimeler ile kısıtlanması üzücü bir durum. Basitçe sıralamamız gerekirse belki biraz karamsar, sert ve ikna kabiliyeti açısından sıkıntı çekmeyen zeki bir kız olarak tanımlanabilir. Kendisine özgü prensipleri vardır, asla bozmadığı. Kibirden ve gerektiği zaman sözlerini ağırlaştırmaktan yoksun değildir, şahsına kötü bir söz söylendiğinde nasıl bir cevap vereceğinden emindir. Yine de tartışmalardan elinden geldiğince uzak durmaya çalışır yani öyle herhangi birini boş here korumak adına atlamayı cesurluktan ziyade aptallık olarak görür. Herkesin yaşadıkları kendilerine aittir, başkalarını zerre kadar ilgilendirmez mantığıyla ilerler. Hayatını etkileyecek büyük bir olay olmadıkça kişiliğini veya yaşam tarzını değiştirmez. İntikam peşinde değildir Irja, geçmişte yaşananları geçmişte bırakmayı tercih eder. Kinci biri olmak yerine onun deyimi ile "vurdumduymaz" olmayı tercih eder. Bütün her özelliğine rağmen son derece güvenilirdir, hayatında palavraya yer vermez. Hemen her genç kız gibi eğlenceye düşkün olsa da aşırıya kaçmamaya özen gösterir. Irja, yüzünden ne hissettiğini yahut düşündüğünü anlamanızı oldukça güçleştirir bu nedenle pek çok kişi onun hiçbir şey dinlemediğini savunur. Oysa genç kız ilgisini çeken bir konu hakkında konuşurken tüm cümleleri en ufak detayına kadar dinler ve üzerinde saatlerce yorum yapabilir. Güzelliğine çok düşkün bir kız değildir, bedenini çıkarlar uğruna elden ele gezdirmeyi iğrenç bulur ve böyle bir şeyi zekadan yoksun insanların yapacağı bir şey olarak adlandırır. Irja, insanların kusurlarını yüzlerine vurmayı bir oyun, onları kullanmayı ise mecburiyet sayar. Aynı mantıkla gidecek olursak başkalarıyla ilgili ilişkileri önemlidir fakar açtığı yaralar ise önemsizdir ona göre. Dünyanın kendi etrafında dönmesinden ibarettir her şey kalan her şey umursamazlığa vurulabilecek basit şeyler. Ağlamak ona göre bir zayıflık noktası olmasa da insanların içindeyken göz yaşı dökmek ona göre bir utanç kaynağı olarak adlandırılabilir. Irja kendisinin bile çıkartamadığı bir kişiliğe sahiptir. Kendisi için büyük önem arz eder kim olduğu ve nereden geldiği. İronik olan kısım ise genç kızın ateist olmasıdır, herhangi bir yaratıcının varlığını reddedip mantıklı açıklamalar aramak ister. Bulamadığında mı? Pekala hatalarını kabullenebilecek olgunluğa erkenden erişmiş olduğundan geriye dönüp yanlışını bulmakta sıkıntı çekmez. Ne var ki eğer olur da herhangi biri bu -veya herhangi- konuda ona kendi düşüncelerini empoze etmeye kalkarsa onunla iletişimi kesmekten çekinmez. Ne istediğini, nerede ne yapacağını bilen sayılı kişilerdendir ve önemli bir karar almadan önce kafasında iyice tartar. Ön yargıları bu yüzden minimum seviyededir ki az da olan arkadaşlarının oluşumundaki büyük etkenlerdendir bu.